Ekonomi

Topraktaki manganez karbon depolama kapasitesini azaltıyor

Başak Nur GÖKÇAM

Yüksek enlemlerdeki soğuk bölgelerde bulunan kuzey ormanlarının ise bu çerçevede, dünyadaki toprak karbonunun yaklaşık yüzde 30’unu depoladığı biliniyor. Dünyanın en büyük kara bazlı karbon deposu olarak da bilinen kuzey ormanlarındaki karbon depolama durumuna ilişkin inceleme yapan araştırmacılar, yaptıkları inceleme sonucunda topraktaki manganezin, karbon depolama kapasitesine zarar verdiği sonucuna ulaştı.

Araştırma, Amerika Birleşik Devletleri’nin Karolina Bölgesi’ndeki Duke Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapıldı. Toprakta, doğal olarak oluşan mineral çeşidi olan manganezin, karbon emisyonlarını zaman içerisinde artırdığı sonucuna ulaşan araştırmacılar, daha yüksek manganez seviyelerinin topraktaki organik maddenin ayrışmasını teşvik ettiğini ve daha az manganez içeren veya hiç manganez içermeyen orman alanlarına kıyasla daha fazla karbondioksit saldığını buldu. Çalışma, 19 Mart’ta Ulusal Bilimler Akademisi’nin (PNAS) Bildirilerinde yayınlandı.

Kapasite, 14 yılda yüzde 13 azaldı

Dünya çapındaki kuzey ormanlarından elde edilen verileri analiz eden araştırmacılar, Çin’in Daxing’an Dağları’ndaki toprağı 14 yıl boyunca (2009-2023) manganezle gübreledi. Elde edilen sonuçlar, bitkilerin besin olarak kullanabileceği manganez kısmı olan değiştirilebilir manganez seviyesinin, kuzey orman toprağında ne kadar karbon depolandığını belirlediğini gösterdi. Dört yıl sonra, manganezle gübrelenen alanlardaki karbon depolaması yaklaşık yüzde 13 oranında azaldı. Bu, atmosfere daha fazla karbon salındığı anlamına geliyor.

Araştırmaya ilişkin değerlendirmede bulunan Duke Üniversitesi Çevre Okulu’ndan emekli profesör ve çalışmanın ortak yazarı William Hi. Schlesinger, “Geleneksel görüş, bu ormanların, karbonun dışarı atıldığı yerine depoya konulduğu küresel bir karbon deposu gibi olduğu yönündedir” dedi. Bu bulgular, yeterli miktarda manganezin zamanla atmosfere karbondioksit salımını teşvik ettiği kasada bir çatlağı ortaya koyuyor; bu da iklimi hafifletme çabaları ve küresel karbon döngüsü üzerinde etkileri var” dedi.

Havadaki manganezi, endüstriyel işlemler artırıyor

Metalin eritilmesinin yanı sıra manganez içeren yakıtların yakılması gibi belirli endüstriyel işlemlerin, daha sonra rüzgâr yönünde toprakta biriken havadaki manganezin salınmasına neden olabileceğinin belirtildiği çalışmada, birçok insanın fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma ve arazi kullanımındaki değişiklikler gibi doğal karbon döngüsünü bozan ve küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine katkıda bulunan atmosferik karbondioksit konsantrasyonlarında artışa yol açtığına dikkat çekildi.

Karbon envanteri gelişmeye devam ediyor

Çalışmaya ilişkin bilgi veren Çin Bilimler Akademisi’nin başyazarı ve yüksek lisans öğrencisi Yunyu Zhang, “Karbon envanteri hala gelişen bir bilimdir. Özellikle sürekli sanayileşme göz önüne alındığında, bu devasa karbon havuzunu (kuzey ormanlarının topraklarındaki) hangi faktörlerin düzenlediğini bulmak çok önemlidir” diye konuştu.

Zhang, “Etkili ve sürdürülebilir stratejiler geliştirmek için eser besin maddeleri ile karbon depolama arasındaki karmaşık etkileşimleri anlamak kritik önem taşıyor. İnsan faaliyetlerinin etkisi göz önüne alındığında, bu etkileşimlerin uzun vadede nasıl çalıştığını tahmin etmek daha da önemli” diye ekledi.

“İklim için manganezin etkisi daha fazla araştırılmalı”

Çalışmanın bulgularının, iklim değişikliğini hafifletme çabalarında değiştirilebilir manganez seviyesi gibi toprak besin dinamiklerinin önemini vurguladığını belirten çalışmanın ortak yazarı William Hi. Schlesinger, manganezin yalnızca toprakta değil, havada, kara kaynaklı karbon emisyonlarında, kuzey orman ekosisteminde rolünün daha fazla araştırılması gerektiği önerisinde bulundu.

“Arazi yönetimi konusunda entegre yaklaşımlara ihtiyacımız var”

Schlesinger, “Meşhur kusursuz bir kasa veya mutlak bir orman yutağı yoktur” dedi. “Arazi yönetimi ve iklimi hafifletme konusunda entegre yaklaşımlara ihtiyacımız var. İklim, geleneksel olarak karbon depolamada önemli bir faktör olarak kabul edilir, ancak artık manganezin de uzun süredir göz ardı edilen ve yeterince incelenmeyen önemli bir gösterge olduğunu görüyoruz” ifadelerinde bulundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu